Bu Blogda Ara

24 Aralık 2016 Cumartesi

ÜNİVERSİTE ANILARI ÖLÜMSÜZLEŞSİN
Bu haftaki etkinliğimiz öğretmenimizin bizim için belirlediği 9 yerde fotoğraf çekilmekti.Bu fotoğrafları çekilirken çok güldük ve çok utandık. Bizim için değişik bir anı oldu. Fotoğraf çekilmeyi sevdiğim için benim için çok eğlenceli geçti hepsi.Bu etkinlikle okulun önemli yerlerini ,bilmemiz gereken yerleri öğrenmiş olduk.











ŞELALE







 KAMPÜS POLİKLİNİĞİ








OLİMPİK YÜZME HAVUZU 









ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI




MÖTBE KÜLTÜR MERKEZİ 




KÜLTÜR MERKEZİ





SINIF 

EĞİTİM FAKÜLTESİ






17 Aralık 2016 Cumartesi

Ege Üniversite Eski Eserler Müzesi

Ege Üniversitesi yerleşkesi içinde sergilenen koleksiyonda binden fazla eser bulunmaktadır. Arkeoloji Müzesi’nden alınan Koleksiyonerlik Belgesi ile 1995 yılında kurulan alanda bağış yoluyla kazanılmış hem arkeolojik hem de etnografik eserler sergilenmektedir. Edebiyat Fakültesi dekanlık katında yer alan koleksiyonda Mısır hiyeroglifinden sikkelere, Erken Transkafkasya seramiklerinden megara kaselere, mühürlerden kil tabletlere ve yazıtlı stellere kadar birçok eser bulunuyor. Eserler M.Ö. 3. binden M.S. 20. Yüzyıl’a kadar çok geniş bir sürece tarihleniyor.
Bu müzede bağışlanan birçok eser var. Müzenin içinde fazla eser yoktu. Kısıtlı sayıda eser vardı.Genel olarak deniz altından çıkarılmış eserler mevcuttu. Sadece bu topraklarda ki yerleşkelerin eserleri değil yurt dışından da birçok eser bulunmaktadır.Eserlerin hikayesini oranın görevlisi bize tek tek anlattı.





Mezar taşları, hayratlar, tüfekler






                              Buğday öğütme taşı






               Parfüm şişeleri



    Deniz altından çıkarılmış küpler










9 Aralık 2016 Cuma

1) Blog yazma hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Blog yazmak  o etkinlikte yaptığımız şeyleri veya bir konu hakkında düşündüklerimizi  blog okurlarımızla paylaştığımız web tabanlı bir sistemdir. Bir nevi günlük yazmak gibi bir şey. İçimizden geçenleri  en doğal cümlelerle okurlarımızla paylaşıyoruz. Şimdilik bir ödev olarak görünse de ileride sadece ödev olduğu için değil bir şeyleri paylaşmak için yazacağımız güzel bir paylaşım sayfası olacak.
2)Etkinlikler ve etkinliklere katılma hakkında düşündükleriniz nelerdir?
Etkinlikler kendimizi geliştirmemiz daha entelektüel bir insan olmamız için çok faydalı oldu. Bu sayede daha önce sadece adını duyduğumuz ama hiç katılmadığımız etkinliklere katılma şansımız oldu. Bizim için büyük bir şans oldu. Normalde istesek de vakit ayırmayacağımız etkinliklere gittik. İleride sorulduğunda susup kalmayacağımız hakkında ufakta olsa bilgi sahibi olacağımız güzel etkinliklere gittik. Hem bu etkinliklere gitmek bu şekilde bizde alışkanlık olacak. 
3) Derse ilişkin bir anınız:
Aslında çok enteresan bir anım olmadı ya da şu an aklıma gelmiyor. Ama sinemada zorla Ali ve Ayhan arkadaşımı ikna edip Aşk filmine yani duygusal filme sokmam olabilir. Tabi filmi izledikten sonra bende pişman oldum ama Alllahdan  filmden çıkınca bir şey demediler. Beni linç ederler diye düşünmüştüm aslında.
4) Bu derste öğrendikleriniz nelerdir?
Bu derste üniversitenin kurallarını, nelerin yasak olduğunu, başarılı olmanın yollarını öğrendim. Ayrıca zaman ayırıp gitmediğim etkinliklere gittim. Benim için büyük bir kazanım oldu. İleride öğrencilerime anlatabileceğim güzel anılar biriktirdim. 
5) Dersin sizin aklınıza getirdiği ilk 5 kelime nedir?

  • Etkinlik
  • Blog
  • Fırat Sarsar
  • Geç Kalmamak
  • Ödevi zamanında teslim 


27 Kasım 2016 Pazar

EĞİTİM FAKÜLTESİ VE ECZACILIK FAKÜLTESİ FUTSAL MAÇI
Maç büyük spor salonunda ve eczacılık fakültesine karşı yapıldı. Maç başında taraftarlar olarak karşılama marşları söyledik. Sonra oyuncularımız sahaya çıktı. Seremoni yapıldı ve maç başladı. Tek tek gollerimiz geldi. ilk yarı 5 - 3 bitti. İkinci yarı başladığında daha da hızlı başladık. Ard arda gollerimiz geldi. En çok golü takım kaptanı attı. Maç tezahüratlarıyla bol bol destek olduk. Maç sonunda 7-4 yendik ve marşlar söyledik...










25 Kasım 2016 Cuma

Ege Üniversitesi Kütüphanesi
Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi; Üniversitemizin kuruluşu olan 1955 yılını takip eden 5 yılın sonunda 1961’de rektörlük binasının bir odasında büro olarak oluşturulmuş, 1965 yılında Kütüphane Müdürlüğü adını almış, (Md.Maide Ünlü) 1984’ten itibaren Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı olarak çalışmalarına devam etmiş, Kampüs içerisinde farklı birimlerde yaklaşık 69 farklı kütüphane 1999 yılında şimdiki binasında toplanarak Merkez Kütüphane olarak üniversitemizde yapılanmıştır. Ege üniversitesi için yeterli olmasa da öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılıyor. Önemli sorunun biri de kütüphane açılış ve kapanış saatleri. Normalde 7/24 açık olması gerekir. Çünkü öğrenciler için en iyi çalışma alanıdır.
Kütüphane içinde internet bağlantısı, özel bir sürü bilgisayar, sesli okuma alanları, oldukça geniş kitap haznesi var. Özel olarak mutlimedya alanları var. İşitme engelli, görme engelli arkadaşlarımız için kitap okuyup ses kaydı yaptıkları bölümler var.
Kütüphanede uyulması gereken kurallar
  • Kütüphaneye girişte ve ödünç alma işlemleri sırasında öğrenci veya personel kimlik kartının, dış kullanıcılar için kütüphane kartının gösterilmesi gerekmektedir.
  • Başkalarını rahatsız edecek şekilde hareket edilmemeli ve yüksek sesle konuşulmamalıdır.
  •  Kütüphaneye yiyecek ve su dışında içecek maddesi ile girilmemelidir.
  • Cep telefonları ile yüksek sesle konuşulmamalıdır.
  • Ödünç alma işlemleri tamamlanmadan kütüphane dışına yayın çıkartılmaz.
  • Kütüphaneye bavul ve valiz türü bagaj eşyaları ile girilmez ve emanet bırakılamaz.
  • Yalnızca kütüphane görevlileri tarafından kullanılan alanlara girilemez.
  • Grup çalışması grup çalışma salonunda yapılır.
  • Kayıp eşyalardan kütüphane yönetimi sorumlu tutulmamalı.
  • Kütüphane koleksiyonumuzun güvenliği manyetik alan esaslı kapı kontrol sistemiyle sağlanmaktadır. İkaz sesi işittiğinizde lütfen görevliye yardımcı olunuz. Gerektiğinde üzeriniz ve eşyalarınız aranabilir.







24 Kasım 2016 Perşembe

Öğretmenler Günü

Her şeyi öğrenmemizde en önemli kişiler olan öğretmenlerin günü bugün hatta artık benim günüm. Gerçekten insan bir garip hissediyor. Eskiden olsa bu kelimeyi yazarken içimi huzur kaplamazdı. Bu özel günle öğretmenlik duygusunu benimsedim. İleride öğrencilerimin olacağı duygusu beni şimdiden heyecanlandırıyor. Bugün Karşıyaka’daki öğretmen lokaline gittik. Orada bir tarih öğretmeniyle ufak bir sohbetimiz oldu. Bize birçok öğütte bulundu.  Eğitimin gerçekten çok önemli olduğunu, Türkiye Cumhuriyetinin Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi eğitimle gelişeceğini vurguladı. Eğitimdeki sorunlardan bahsettik. Çok şey yaşamış görmüş bir tarih öğretmeniydi. Küçükken çok zorluklarla okutulmuş ama şuan öğretmenliğin kazandırdığı onca yaşanmışlık ve tecrübe sayesinde emekliliğini yaşıyor. Bir yandan da ticarete yönelmiş.  Öğretmenlik gerçekten çok kutsal bir meslek… Bazen aklımda soru işaretleri oluyordu acaba başka bir mesleğe mi yönelsem diye ama bugün itibariyle iyi ki seçmişim bu mesleği. Hayatıma bana yön verecek çok iyi örnek hocalarım oldu. Bir yandan da bu yüzden sevdim bu mesleği. Özellikle lisedeki Edebiyat Öğretmenim Gökhan Aygün. Bana nefret ettiğim dersi sevdirdi en başta. Öğretmenin sadece dersi anlatıp çıkan biri olmadığını gösterdi. Kendimi en çaresiz hissettiğim  anda bana yol gösterdi. Beni yeniden dimdik ayağa kaldırdı. Ona çok şey borçluyum. Okulum biteli 2 sene olmasına rağmen hala konuşuyoruz. Her konuda bize yardımcı oluyor.  Bu okulda olmamın en büyük etkeni Gökhan Hocam.  Barajı geçemediğimde bir daha deneyemeyeceğim dediğimde beni tekrar ikna etti ve hiç desteğini esirgemedi. Ona ne kadar teşekkür etsem azdır. Allah herkesin karşısına böyle öğretmenler çıkarsın. İstediğim kadar yazayım kelimeler minnettarlığımı anlatamaz. Öğretmen olmak kısaca en özel, en güzel  ve en kutsal meslek…









12 Kasım 2016 Cumartesi

ETNOGRAFYA MÜZESİ
 1990 yılında T.C. Maliye Hazine'sinden Ege Üniversitesi'ne trampa yolu ile geçen Sirkehane, 1990' lı yıllara kadar konut olarak hizmet vermiştir. Son yirmi yıllık süreç içinde büyük bir bölümü yıkılmış olan bina 2010 22.06.2010 tarihinde tamamlanan yenileme sonucunda "E.Ü. Balkanlar ve Anadolu Giysileri Müzesi" olarak faaliyete geçmiştir. Kültür Bakanlığına başvurulmuş ve Bakanlık denetiminde özel müze olarak açılmasında sakınca olmadığı belirtilmiş ve 02.11.2010 tarihinde onaylanarak özel "EGE ÜNİVERSİTESİ ETNOGRAFYA MÜZESİ" adını almıştır.

Kültürümüzün böyle müzeler sayesinde korunuyor olması çok güzel. Tarihsel kıyafetleri, farklı yörelere ait elbiseleri,eski müzik aletlerini sergilemişler. Daha önce hiç görmediğim müzik aletlerini gördüm. Özellikle Hindistan'a özgü olan bir müzik aleti çok ilgimi çekti. gitara benziyordu ama biraz daha küçüğü ve üstünde 3 tane aynası vardı. Eski döneme ait bir enstrüman olduğu için  telleri yoktu. Eserin özelliği bozulmasın diye yeni tel de takılmamıştı. Herkes bir kere gidip görmeli bence...




7 Kasım 2016 Pazartesi

Üniversitede ilk sınav günü acaba nasıl olacak diye çok heyecanlanmıştım.biraz da sınava çalışmamamın stresi vardı tabi.Sınıfa girdim ve arkadaşlarımla konular hakkında konuştuk. Bir anda Fırat Hoca çıkageldi ve sınav kurallarını bize açıkladı.

SINAV KURALLARI

1)Sınıf sıraları aralarında boşluk kalacak şekilde sınav sorumlusu gelmeden düzenlenir.
2)Elimizde olan derse ait her şeyin çantamıza veya öğretmen masasında olması gereklidir.
3)Cep telefonu sessize alınmalıdır.
4)sınav sorumlusunun belirlediği düzene göre itiraz etmeden oturmak.
5)Öğrenci kimlik kartı masa üzerinde her zaman bulunmalıdır.
6)Sınav araç gereçleri tam olmalı arkadaşlarımızla araç gereç alışverişi yapmamalıyız.
7)İmza listesi önden arkaya arkadan öne doğru dolaşmalıdır.
8)Sınav erken bitse dahi imza atmadan çıkmak yasaktır.
9)Sınav salonundan çıkana kadar sınav hakkında konuşulmamalıdır.
10)Sınava geç gelinmesi durumunda ek süre verilmeyecektir.
11)Daha önceden kalmış dahi olsa duvarda veya masa üzerinde yazı bulunmayacak.

QUİZ DOĞRU VE YANLIŞLAR

İlk soruda soruyu anlayamadım. Daha sonra devamsızlık geldi aklıma sadece. İkinci soruda bütünleme sınavını tanımlayabildim ama bazı yanlışlarım vardı. Üçüncü soruyu tam teşekküllü hastanelerden alınan raporlar diye cevaplamıştım. Gününü belirtmemiştim. Dördüncü soruyu yanlış anlamışım o yüzden sınırsız yazdım. Beşinci  sorunun cevabını okuduklarımdan değil üniversiteye geldiğimde yapılan duyurulardan yola çıkarak cevapladım. Altıncı sorunun cevabı 1.80 di ama ben 2 yaptım. Yedinci soru en rahat cevapladığım soruydu. Çünkü daha önceden de bilgiye sahiptim.

DERSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ


               Sınav kurallarının neler olduğunu, neler yapıp neler yapmamamız gerektiğini öğrendim. Hatta bir şey daha öğrendim çalışmadan olmuyormuş üniversitede…

5 Kasım 2016 Cumartesi

Ege üniversitesi tiyatro topluluğu tarafından “Geyikler Lanetler” isimli tiyatro canlandırıldı. saat 19:00’da  Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Uzun bir kuyruk vardı gittiğimizde inanamamıştım bu kadar insanın tiyatroya gelmiş olmasına. Hatta önceden izleyip tekrar izlemeye gelenler de olmuştu.bizim için başta bir ödevden ibaret olan tiyatro izleyince özelleşmişti. Murathan Mungan’ın yazdığı oyun, kendilerine bir yurt bulmak için geyikleri yerlerinden eden aşiret ile orman cinleri arasındaki lanet,  öyküsünü anlatıyor. Oyundaki lanete göre, yanlışlıkla hamile bir geyiği vuran beyin hanımı lanet yüzünden hamile kalamaz. Hamile kalmak için cinlerle anlaşma yapar. Doğan’ın oğlu olan Mustafa ise büyüyüp ilk avına çıktığında ruhu geyik olan Cudana’ya âşık olur. Yemeden içmeden kesilir, yatağa düşer. Onun için endişelenen Hazer Bey ile Kureyşa efsuncuları çağırırlar. Efsuncular Cudana‘yı bir kadına dönüştürürler.
 Mustafa ile Cudana evlenir. Cudana daha önce geyik olduğu için hamile kalamaz. Kureyşa’nın tavsiyesi üzerine hamile kalmak için dağlara gidip insan başlı yılanı bulur. Yılan eğer gözlerinden vazgeçerse hamile kalacağını söyler. Cudana gözlerinden vazgeçer, iki çocuğu olur. Gözlerine vurulmuş olan Mustafa Bey ona yüz çevirir. Cudana Mustafa’yı lanetler. İkizler büyüyüp babalarıya birlikte ava çıktıklarında babalarını geyik sanarak öldürürler. Cudana’nın oğlu Kasım yedi sene önce ortadan kaybolmuştur. Soyun devamını sağlaması için, Kasım’ın ikiz kardeşi, Kasım’ın eşi olan Suveyda ile evlenir.  Nasır ve Suveyda’nın oğlu olan Sidar’ın sünnet düğününe Kasım çıkagelir. İki ayrı lider olamayacağı için dövüşmeye başlarlar. Nasır galip gelir. Cudana’nın sağ gözü, Kasım’ın ölümüyle birlikte yeniden açılır.
Tiyatro genel olarak güzeldi. Başta bir şey anlamamıştım ama isimler ve konu tam oturunca tiyatro anlamlandı o an benim için. Tiyatrodaki beni en etkileyen nokta hatta herkesi etkileyen bölüm Cudana’nın tiratıydı. Hatta orda alkış aldı. Ayrıca tiyatrodaki ek müzikler ve oyuncuların seslendirdikleri şarkılarda çok iyiydi. İyi ki geldim dediğim bir tiyatro oldu. Tiyatroya karşı olan önyargılar kırılmalı bence. Sinemadan daha çok zevk veriyor. İlk tiyatroya ilkokulda gitmiştim. Bir çocuk oyunuydu. Şu an daha iyi anladım. Herkes en az bir kere tiyatroya gitmeli bence.  

30 Ekim 2016 Pazar

İkimizin Yerine isimli beklenen film 21 Ekim tarihinde gösterime girdi.
Filmin yönetmeni: Umur Turagay.
Oyuncular: Nejat İşler, Zerin Tekindor, Serenay Sarıkaya, İştar Gökseven,
Senaryo: Pınar Bulut
Müzik: Ömer Ahunbay
 Filmde Nejat İşler'in oynadığını duyunca bu filmi izlemem lazım dedim ama seneryo iyi olmayınca bir anlamı yokmuş.Filme girerken peçete stoğu yapmıştım.Hepsi boşa gitti. Filmde hüngür hüngür ağlamayı planlıyordum.Filmde beni etkileyen sahneler Çiçeğin (Serenay Sarıkaya'nın) bağ evine gidip kapıyı vurduğu yer ve annesinin kızını sevmediğini söylediği yer. Bir tek o sahnelerde gözüm doldu.Hiçbir oyuncunun hakkını yememek lazım. Bütün oyuncular rollerinin hakkını vererek oynamış. Filmin ikinci bölümü şaşırttı.Sonunda ise arkasında bir sürü soru işareti bırakarak bitti. O seslenen kimdi?  Çiçeğin hayatında neler değişti? Acaba Doğan'la (Nejat  İşler'le) karşılaştılar mı? Babası mı bulmuştu Çiçeği? Bu soruların hepsi ikinci filmin gelceğinin habercisiydi. İkinci film çıksa gidermiyim o da bir muamma.Benim tavsiyem sevgilinizden ayrıldıysanız ve ağlamak istiyorsanız bu film hiç uygun değil.



20 Ekim 2016 Perşembe

Artık üniversiteliyim hemde Ege Üniversiteli. Hayallerimi arasında olmayan fakat olduğu için ve kazanabildiğim için mutlu olduğum bir üniversite. Lisedeki o düzen, belli kıyafetler,net saatler yok.
Lisede Kız Meslek Lisesinde okuduğum için en büyük değişiklik okulda hatta sınıfta erkek öğrencilerin olması.4 seneyi hep kız kıza aynı sınıfta yaşayınca garip geliyor. Her gün aynı saatte gitmek yok ama daha kötüsü olan artık daha erken kalkmam gerekiyor. Belli bir saat olmaması istediğimiz zaman yani sınıf olarak yorulduğumuzda molaya çıkıyoruz. Üniversitenin en önemli artı yönlerinden biri birçok etkinliğe ve kulüplere katılabiliyor olmak. Lisede bir kulübe yazılıyorduk ama sadece yazılıyorduk. Kulüp hiç bir araya gelmiyordu ve hiçbir etkinlik yapmıyordu. Kıyafet konusuna gelirsek formamı özledim gibi. Lisede her sabah giymek zorunda olduğum ama hiçbir zaman tam olarak giymediğim formamı. Her gün farklı kıyafetler giymek ya da ne giyeceğini bulmak daha zormuş. Belkide geç kalmamın nedeni kararsızlığımdır. Sadece bu konuda da değil her konuda kararsız olduğum doğrudur."napalım" sorusuna verdiğim "farketmez" cevabından da anlaşılacağı gibi. Şu da bir gerçek ki belli bir forma olduğunda yani lisede de geç kalıyordum. Üniversitede de değişmeyen iki şey daha var daha doğrusu kişi. Onlar da lise arkadaşlarım. Onların olması benim için çok iyi oldu. Bildiğin, tanıdığın ve birçok şey paylaştığın insanlarla olmak benim üniversiteye alışmamda çok büyük etken oldu.
 Lisedeki yaşamımda yardımlaşmayı(kopya çekmeyi) severdik. Üniversitede bu olmayacak. Yani öyle söylendi şuan. Artık kendi velim oldum ama bu zor bir işmiş gerçekten. Daha doğrusu lisede velilerin bir görevi yoktu. Toplantıya gel git. Şimdi ise dersini seç, burslara başvur onu kaçırma bunu kaçırma bir sürü sorumluluk yani. Bir anda her şey üstüne kalınca insan afallıyor "Ne zormuş bu üniversite" diyor. İnşallah hep böyle sürmez.  Üniversiteyle değişen son şey yürüyüş.  Okul yürüye yürüye bitmiyor. Köy, kendi içinde bir şehir sanki.  Bir şeyi daha unutmuşum değişen dersler ve en önemlisi zorlukları. Meslek lisesinde okumama rağmen doğru düzgün bir bilgiye sahip olmayışım. Zorlanıyorum ama alışırım elbet sonunda.
Üniversite yeni insanlarla tanışmayı, farklı hayatları duymayı, yeni arkadaşlarla yeni şehirler öğrenmeye, kendini geliştirmeye, kendi başına ayakta durmaya ve en önemlisi geleceğine yapacağın birikimi sağlıyor. Üniversite hayatımızın en önemli öğretim dönemi.  Kariyerimizin netleşeceği, bilgi birikimi yapabileceğimiz, öğreneceğimiz en iyi evre.
                           OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER...